Kadastro Kaynaklı Yüz Ölçümü Azalması ve Tazminat Talebi – Mülkiyet Hakkı İhlali Anayasa Mahkemesi Kararı (Erdoğan Sönmez Kararı)
- Av. Yavuzhan Varol
- 8 May
- 2 dakikada okunur

Karar Özeti: Anayasa Mahkemesi, tapuda 16.900 m² olarak kayıtlı taşınmazın kadastro yenilemesi sonucu 13.835 m²'ye düşürülmesine rağmen tazminat ödenmemesini mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirdi.
1. Olayın Arka Planı
Başvurucu Erdoğan Sönmez, Gaziantep ili Şahinbey ilçesindeki bir taşınmazın 7/8 hissesini 2000 yılında babası ve halalarından satın aldı. Tapu kayıtlarına göre taşınmazın yüzölçümü bu tarihte 16.900 m² idi.
Ancak Kadastro Müdürlüğü tarafından 2016 yılında yapılan yenileme çalışması ile taşınmazın gerçek yüzölçümünün 13.835,20 m² olduğu tespit edilerek tapu sicili re’sen düzeltildi. Başvurucu, bu azalma nedeniyle uğradığı zararın tazmini amacıyla Hazine aleyhine tazminat davası açtı.
İlk derece mahkemesi, davayı “komşu parsel maliklerine yöneltilmesi gerektiği” gerekçesiyle usulden reddetti. Başvurucu bu kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
2. Anayasa Mahkemesi Ne Dedi?
🔹 Mülkiyet Hakkı Vardır
Mahkeme, başvurucunun taşınmazı tapudaki kayda güvenerek satın aldığını, dolayısıyla 3.064,80 m²’lik eksiklik karşılığında ödediği bedelin mülkiyet hakkı kapsamında ekonomik değer taşıdığını belirtti.
🔹 Zarar Devletin Sorumluluğundadır
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesine göre, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumludur. Bu durumda başvurucu, zararın kaynağı olan sicil hatasının düzeltilmesinden önce ödeme yapmış ve mağdur olmuştur. Devletin bu zararı tazmin etmesi gerekir.
🔹 Yerel Mahkemenin Değerlendirmesi Hatalı
İlk derece mahkemesi, davanın Hazine’ye değil komşu parsel maliklerine karşı açılması gerektiğini savunmuştur. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne göre bu dava, kadastro işleminin iptali değil, tazminat davası niteliğindedir. Bu nedenle husumet yönünden davanın reddi mülkiyet hakkını ihlal edici niteliktedir.
🔹 Orantısız Müdahale
Mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin kamu yararı amacı taşıması mümkündür, ancak bunun bireye yüklediği külfetin ölçülü olması gerekir. Burada başvurucu, hatalı kadastrodan fayda sağlayan kişi (ilk malik) değildir, satın alma yoluyla malik olmuştur. Dolayısıyla bu zararın onun üzerinde bırakılması, adil dengenin bozulmasına yol açmıştır.
3. Kararın Sonucu
Anayasa Mahkemesi, başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılması gerektiğine karar verdi. Ayrıca başvurucuya 10.264,60 TL yargılama giderinin ödenmesine hükmetti.
4. Bu Karar Ne Anlama Geliyor?
Tapu kayıtlarına güvenerek taşınmaz satın alan kişiler, sonradan yapılan teknik düzeltmelerle mağdur olduklarında tazminat talebinde bulunabilir.
Yenileme kadastrosuna dava açılmasa bile sadece sicil kaynaklı zararın tazmini için dava açmak mümkündür.
Yerel mahkemelerin bu tür davaları usulden reddetmesi yerine esastan incelemesi gerekir.
Devlet, sicil tutma yükümlülüğü kapsamında kusursuz sorumluluk altındadır.
5. Sık Sorulan Sorular (SSS)
🟠 Kadastro yenilemesi sonucu metrekare azalırsa ne yapmalıyım? Tapudaki ölçüme göre taşınmaz satın aldıysanız ve bu ölçüm sonra azaldıysa, Hazine aleyhine tazminat davası açabilirsiniz.
🟠 Komşu parsel malikleri mi, yoksa Hazine mi dava edilir? Eğer teknik hata kadastrodan kaynaklanıyorsa ve yenileme iptali değil de zararınızın giderilmesini istiyorsanız davalı Hazine olmalıdır.
🟠 Tazminat için kadastro iptali davası açmak şart mı? Hayır. Tazminat talebi, doğrudan tapu sicilinden kaynaklanan zararlar için ayrı bir davadır. Kadastro işleminin iptali ile karıştırılmamalıdır.
🟠 Tazminatın dayanağı nedir? Türk Medeni Kanunu m.1007 gereğince Devlet, tapu sicilinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür.
6. Sonuç Olarak
Anayasa Mahkemesi'nin Erdoğan Sönmez Kararı, taşınmaz hukuku ve tapu sicili güvenliği açısından önemli bir içtihat niteliğindedir. Devletin, tapudaki hata nedeniyle uğranan zararlardan sorumlu tutulabileceği ve bu zararların tazmininin yalnızca sicil düzeltilmesine değil, gerçek mağduriyetin oluşup oluşmadığına göre değerlendirileceği netleşmiştir.
İlgili kararın tam metnine Resmî Gazete’nin 21/03/2023 tarihli 32139 sayılı nüshasından ulaşabilirsiniz.
Comments